Kayıtlar

Mayıs, 2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

eski bir dosta

ah sevgili dostum, buna belki zayıflık, sevgi israfı diyenler olacak, ama ben geçmişimde bıraktıklarımı, kırıldıklarımı, beni yerlebir edenleri hala sevmeye devam edebilirim. ediyorum da... seni sevmeye, hala en güzel gençlik anılarımın sahibi olduğuna inanmaya devam etmem gibi.... ben mesela biliyorum senden daha fazla güldüğüm biriyle karşılaşmayacağımı, ama bazen sevdiğin, zaafın olan birinin yanında değil doğrunun yanında olmalısın. ben birini seviyorsam başkalarının dediklerini umursamam, bana muamelesine de bakmam... bazen kendime olan muameleyi değerlendirememe hastalığım var belki de o yüzden... senin başkalarına muamelen, başkalarına olan tavrın beni sana karşı tüketti sen mi beni yoksa ben mi seni zehirliyordum bilinmez ama ikimizin dostluğu bir doğru oluşturmuyordu... ikimizin dostluğu evrene iyilik katmıyordu ben biliyorum senin bu haykırmaların sadece beni sevmenden, benim de susuşlarım sadece seni sevmemden... ben seni hala çok iyi tanıyorum, bu yüzden ben

Hindibalar Ölmesin.

Bir aşk şiiri koşadursun hindibaların ardından bir yalan, otostop çekiyormuş hindibaya inanmaların altını çizsinler hindibaların en güzel intihariydı, ve son inanışı, arayışı. bir yalan hindibalarla diz dize artık. bir yalan bir inanışın intiharından nefes alırsa. varoluşun en güzel yokoluşu. son şiir. cümlelerin son seremonisi. hindibanın yalanla tevafuğuydu ya da haşa tesadüfüydü belki de... yalan, uzaktan bir atlı gerçekle küsüşmüş te o zamanlardan. siyah pembeden haberdar. yalana bir isim gerekti. yalan kimliksiz. hem -O- başlanan an, gerçeğin hayattan yüz bulduğu zamanlardan biridir belki. bilinmez. bilinmeyen nerdedir peki gaybın bir gram gerisinde midir? mümkün müdür sınırsızlık-sızlık-sızlık sızım sızım hakikat. hakikatın göz kamaştırmasından mıydı intiharındaki görünmemezlik? dilin ucunda kaldı hindiba bir helal lokmadan sonra dökülebilir mi gerçek şiir? ve o zaman hindibalar dökülür değil mi dillerden ve gözlerden. pembe ağacın d