eski bir dosta

ah sevgili dostum, buna belki zayıflık, sevgi israfı diyenler olacak, ama ben geçmişimde bıraktıklarımı, kırıldıklarımı, beni yerlebir edenleri hala sevmeye devam edebilirim. ediyorum da... seni sevmeye, hala en güzel gençlik anılarımın sahibi olduğuna inanmaya devam etmem gibi.... ben mesela biliyorum senden daha fazla güldüğüm biriyle karşılaşmayacağımı, ama bazen sevdiğin, zaafın olan birinin yanında değil doğrunun yanında olmalısın. ben birini seviyorsam başkalarının dediklerini umursamam, bana muamelesine de bakmam... bazen kendime olan muameleyi değerlendirememe hastalığım var belki de o yüzden... senin başkalarına muamelen, başkalarına olan tavrın beni sana karşı tüketti sen mi beni yoksa ben mi seni zehirliyordum bilinmez ama ikimizin dostluğu bir doğru oluşturmuyordu... ikimizin dostluğu evrene iyilik katmıyordu ben biliyorum senin bu haykırmaların sadece beni sevmenden, benim de susuşlarım sadece seni sevmemden... ben seni hala çok iyi tanıyorum, bu yüzden ben

Rabiaya

Bu şarkı pardon ya ne şarkısı bu yazı bir kadına tatlı ve huysuz bir kadınadır. Şarkılar değil miydi müptelalık yaratan? Şarkı olsun o vakit. Playlistimde sabahtan aksama kadar tekrara basa basa dinledigim muzik olsun.
Başlangıçlar ne kadar mühimdir bilmem de tohumdan tanışmışız biz Rabiayla. Uzun hikaye orası, İzmir’de esen bir aşk rüzgarı bizi sürükleyip atmış bir otobüs koltuğuna. Ben onla sıkışsam bir otobüs koltuğunda nasıl zevk alırım anlayamazsınız.
Taksimdeyiz.
–Koşalım mı Rabia?
Yoktu yanımda. Koşmaya başlamıştı.
Ben o gün dedim ki bu kız bana surat assa yüz vermese dahi müptelası olacağım.
Müptelalık aslında benimkisi. Hani böyle diyemem dostum seni çok seviyom yeaaaa. Daha başka bir şey. Ben bayadır bir mekanda onsuzluktan yakınsan, krizim gelir. Bilemezsiniz. Bende yarattığı alışkanlığın müptelasıyım. Oluşunun, gelişinin…
Canımın en yandığı bir an. Ağladım. Hıçkırarak.
-Rabia neden bakıyorsun bir şey de canım yanıyo. Çok yanıyo Rabia.
Rabia’nın bakışları yakından uzağa doğrudur. Bana demedi ki hiç geçer diye. Geçmezdi acılar geçmedi de zaten orasını biliyoruz. Ama o an var ya bana herkesten başka bir şey demişti. Acımı gözlerinde öyle yoğun gördüm ki. Bana “Seni  Yaşadım” dedi. Acını paylaşan insan candır. Ya yaşayan? O işte susar.
Şiddetli kırgınlıkların ardından aklıma gelen tek şey “Kırılmayı salla ben napcam ya onsuz.” Demek ne demektir bilir misiniz? Bağımlısı olmuşunuzdur siz bu insanın.
-Rabia üç saattir konuşuyorum. Hatta senin yerine cevaplıyorum farkında mısın? Evet farkındasın tabi. Oy Rabia. Ne diyorduk? Sonra vay efendim şöyle böyle….
Tanıştığımızdan bu yana onun yerine konuştum o da dinledi. Ya da yok error verdi.
-Rabia tam sana uyan bir sıfat buldum.
-Rabiaaaaa bak bu adam aynı sanaaa benziyorrrr.
Rabia’nın sevmediği insanları bir öteleyişi, sevdiği insanları bir sevişi vardır ki. Sevmesini sevmek,  senin canını yakan insanlardan bir nefret eden daha çıkması demek.
Gülmelerimin ardına gülmelerini koyuşuna müptelaydım bir de. Kaşımı oynatsam bir anlamı vardı artık aramızda. Benim geceleri korktuğumu en iyi o bilir.
En şiddetli ağlayışlarım ve triplerim. En şiddetli gülmelerim. Hepsini kabul eden.
-Ya Rabia ben böle bişi yaptım napcaz?
-Boşver ne var bunda ben acıktım.
-Büşra en büyük hayalim ne biliyo musun? Gün gelicez aynı tabağa fasülye ayıklıcaz benim oğlan senin salak kıza sarkcak.
-Reçel de yaparız. Turşuyu da beraber kurarız. Hatta kış gelmeden bamya alırız bir çuval. Oturdu muyduk ikimiz kışlık erzak çıkar.
İnsan geleceğe dair kariyermiş falanmış fişmekanmış hedefler koyar da. Bu başka. İnsan dostuna dair hayaller kurar mı? Hedefler belirler mi? Ben her gün dua ediyorum. Rabbim diyorum şurada dibimde onla fasülye ayıklayacağımız kadar yakınımda tut onu.
Bir rüzgar sürüklemişti bizi İstanbula. Gülmüştük beraber. Yarının pek de güzel olmadığını bile bile. Anlar artmıştı beraber. Boşver demiştik. Boşveri en güzel beraber demiştik gülerek. Boşverlerin ardına ne espriler patlatmıştık.
Koştuk, çok koştuk. Mecazdan değil gerçekten koştuk hem.
-O kadar edebiyat yapiyon bana neden hic romantiklik yapmion Busra?
Yapamam Rabia. Error verirsin sen bendeki seni ogrensen. Simdi bunlari okurken verdigin gibi. Sen seni biliyorsun. Gelemezsin ki sen boyle şeylere. Fazla hissedersin. Dayanamassin ki sonraki saatlere. Sen hissetmessin ki sen basli basina yasarsin sonra. Birak biz senle paso gulelim. Otesi muptelalik kalsin olmaz mi?
İyiki dogdun be Rabia. Valla iyiki dogdun. Senin icin kirk senelik blogumun butun yazilarini silip sadece sana ozel yaptim bilesin.
Dogum gunun kutlu olsun Rabia Nur Terzi. Sen hep ol sen cok yasa !

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çobanı Seyr

Fantom Uzuvları Algılama olayı ve Dışımızdaki dünyayı nasıl oluşturuyoruz

kime şiir yazılır, kime yazıyorum ben bu şiirleri, insana olmadığı kesin be kardeşim