eski bir dosta

ah sevgili dostum, buna belki zayıflık, sevgi israfı diyenler olacak, ama ben geçmişimde bıraktıklarımı, kırıldıklarımı, beni yerlebir edenleri hala sevmeye devam edebilirim. ediyorum da... seni sevmeye, hala en güzel gençlik anılarımın sahibi olduğuna inanmaya devam etmem gibi.... ben mesela biliyorum senden daha fazla güldüğüm biriyle karşılaşmayacağımı, ama bazen sevdiğin, zaafın olan birinin yanında değil doğrunun yanında olmalısın. ben birini seviyorsam başkalarının dediklerini umursamam, bana muamelesine de bakmam... bazen kendime olan muameleyi değerlendirememe hastalığım var belki de o yüzden... senin başkalarına muamelen, başkalarına olan tavrın beni sana karşı tüketti sen mi beni yoksa ben mi seni zehirliyordum bilinmez ama ikimizin dostluğu bir doğru oluşturmuyordu... ikimizin dostluğu evrene iyilik katmıyordu ben biliyorum senin bu haykırmaların sadece beni sevmenden, benim de susuşlarım sadece seni sevmemden... ben seni hala çok iyi tanıyorum, bu yüzden ben
Topladığım Hikayeler 1

Kıpkırmızı dudakları vardı. Bembeyaz bir elbisesi. gözlerinde de hafif bir baygınlık. ufak bir şükürler olsun. bir tutam da güzellik kibri. evet papatya değildi bu hanım kızımız. beyaz elbisesini güzelliğinin verdiği büyük bir şansla kavuştuğu başka güzel bir oğlan için giymişti. evleniyordu. bir savaş bölgesinde nasıl evlenebilirse öyle evleniyordu. gelinliği yoktu bu yüzden. 

-Dudakları çok güzel değil mi? dedim yanımdaki arkadaşıma.
Kız irkildi. Sonra yine yeni geline gözü takılarak cevap verdi.
-Kızın kendisi de çok güzel zaten.

ortadoğu kızları güzeldir. çoğu birbirine benzer. ancak ufak açılarla hangi ülkeden oldukları anlaşılır. yalnız filistin kızları öyle değildi. ne fas kızları gibi tenleri çikolataydı ne de iran kızları gibi gözleri kocamandı. filistinde taşlar beyazdı. güneş yakıyordu ama sıcak sıcak değil. acı acı. 
kızların teni de öyleydi. soğuk, acı bir güneşin çikolatalaştırmadığı bilakis soğuklaştırdığı tenleri vardı. göz bebekleri ise genelde göz yuvalarında aşağıya doğru bakardı. bundandır gözleri hafifçe çekikti, ince ve aşağıya doğruydu.gözleri yer çekimine kurban gitmişti yani. çünkü gözbebeklerine doluşan hüznün ağırlığıydı onlardaki. 

Çikolatayı sevdiğimden ortadoğuyu severim. sessizliği, geceyi, tutkuyu, hardal sarısını, kırmızıyı, toprağın rengini, yağmurun rengini tükettiği yaprak yeşilini, esrarı, acıyı, çoban yıldızını, baharatları, güzel kokuları sevdiğimden, ortadoğuyu severim.

Çikolata konusunda fazla titizimdir. Seçerim. Önyargılarım var. Ambalajla

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çobanı Seyr

Fantom Uzuvları Algılama olayı ve Dışımızdaki dünyayı nasıl oluşturuyoruz

kime şiir yazılır, kime yazıyorum ben bu şiirleri, insana olmadığı kesin be kardeşim