eski bir dosta

ah sevgili dostum, buna belki zayıflık, sevgi israfı diyenler olacak, ama ben geçmişimde bıraktıklarımı, kırıldıklarımı, beni yerlebir edenleri hala sevmeye devam edebilirim. ediyorum da... seni sevmeye, hala en güzel gençlik anılarımın sahibi olduğuna inanmaya devam etmem gibi.... ben mesela biliyorum senden daha fazla güldüğüm biriyle karşılaşmayacağımı, ama bazen sevdiğin, zaafın olan birinin yanında değil doğrunun yanında olmalısın. ben birini seviyorsam başkalarının dediklerini umursamam, bana muamelesine de bakmam... bazen kendime olan muameleyi değerlendirememe hastalığım var belki de o yüzden... senin başkalarına muamelen, başkalarına olan tavrın beni sana karşı tüketti sen mi beni yoksa ben mi seni zehirliyordum bilinmez ama ikimizin dostluğu bir doğru oluşturmuyordu... ikimizin dostluğu evrene iyilik katmıyordu ben biliyorum senin bu haykırmaların sadece beni sevmenden, benim de susuşlarım sadece seni sevmemden... ben seni hala çok iyi tanıyorum, bu yüzden ben
anlayışın anatomisi

bir köşede birikenler
sevilecekler onlar.
yazdım bir ömre sizi
sevicem inşallah müsait bir zamanda.
anlayışın anatomisini çizmişler bir de
kim kime dum duma
sen bana ben sana.
iyinin ötesindeki yalan
 sahicilik.
gözler sayılarda
vee goool.

üç şeker, beş apartman, iki araba
ellidört kilo kızlar, iki üniversiteli beyler
sen anlarsan ben severim
sen seversen ben anlarım.


bir sevmeler adası
adaya yanlışlıkla düşüp en sevdiği üç şeyi yanına almayı unutanlardan olmak.
koca koca ağaçların haşmetine sığınan aşık insanlar.
aşk yok diyemessin, yasak.
ben sana mecburumun illeti
varlığı için varlığa sığınanlar, zorunda kalanlar
ismini edinemeyenler veya unutanlar.
sevmeler adasında her şey yalan.
kabulleniş ayinleri var uzun
kansız ölümler gövdeye aşık
ve yeminlerle unutulan insanlar.



uzun bir koşuş sen ismine de ki mesela kaçış.
evet sen.
hadi koşalım
birbirimize bakmadan gözün bile kaymadan ellerime
evrensel zuhurdaki yerin ne?
sen bana fırlat sayıları ben yakalarım.
bakarsan belki sadece gözlerim.
ne ellerim ne de gerçeklikten kaçmış bedenim.

hadi koşalım.
anlayışın anatomisini çizmişler buna güleriz mesela?
gülüyorlar sonra gülmeden istiyorlar
düalizme yazmışlar hem seni
ne şiirdin sen oralarda.
sevmem seni söz
katiyyen sen sensin ben ise ben
katiyyen yasak, beni benden alman.
seversem kaybolursun korkarım.
seversem 'ben' yapmaya çalışırım.

sevmeler adasına düşman.

anlayışın anatomisi yok.
anlayış yok.
sen sen olurken ben seni bilemem ama dinlerim.
sayılar, sayılar.
unuturum ben.

gün ertesilerle dolduğu zaman 
o gün sevmeler adası en büyük yalanını kaybetti. bir de atını.
koca bir oyun kıyamete ilerlerken yalnızlığa savaş ilan edildi.

sen.
koşalım mı kıyamete?
mutlak mutluluk ötelendi. 
sahici düalizm'e yenik düşerken en güzel sona doğru.
biz en sahici gülmeye gidelim mi?
mühim değil nefret veya sevgi veya aşk
gerçeğin özünde maddenin karanlığında
katiyyen sadece sen.
ben sadece dinlerim.
ne sende ben ne bende sen.

razı değilim ışığa.
gölge haddini bilenlerdendi.
ışık ise yalanlardan oldu.
kıyamete gidiyorum.
heybemde bir kaç papatya.
ben gülümsemeyi unutmadım
ben sevmeyi unutmadım.
ben ışığa haddini bildirip geliyorum
gölgenin hükümranlığına açın kapıları
iplerin celladını bulun
kaybolursam celladıma sorun o kopardı iplerimi.

kıyamet fısıldadı gelirsem korkar mısın?
çocuklar en büyük salıncakta sarhoşken
ben ise Peter Pan'ın gemisine atlıyormuşum.
odalar odalar bir sürü odalar.
çıkmadan önce son nefesimi alıyorum.
gelirsen korkmazmışım
yanımdaymış annem.

çocuklar ve bebekler beşikteler.
kıyamete ilerlerken seçiyorum papatyaları teker teker.
aydınlığım yakındır hakedenle güleceğim.
işte bundan dolayı en büyük hüznüm en büyük misafirim.
hakedenlere yer açınız onlara bir ömür vaat edeceğim.






-martı-







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çobanı Seyr

Fantom Uzuvları Algılama olayı ve Dışımızdaki dünyayı nasıl oluşturuyoruz

kime şiir yazılır, kime yazıyorum ben bu şiirleri, insana olmadığı kesin be kardeşim