eski bir dosta

ah sevgili dostum, buna belki zayıflık, sevgi israfı diyenler olacak, ama ben geçmişimde bıraktıklarımı, kırıldıklarımı, beni yerlebir edenleri hala sevmeye devam edebilirim. ediyorum da... seni sevmeye, hala en güzel gençlik anılarımın sahibi olduğuna inanmaya devam etmem gibi.... ben mesela biliyorum senden daha fazla güldüğüm biriyle karşılaşmayacağımı, ama bazen sevdiğin, zaafın olan birinin yanında değil doğrunun yanında olmalısın. ben birini seviyorsam başkalarının dediklerini umursamam, bana muamelesine de bakmam... bazen kendime olan muameleyi değerlendirememe hastalığım var belki de o yüzden... senin başkalarına muamelen, başkalarına olan tavrın beni sana karşı tüketti sen mi beni yoksa ben mi seni zehirliyordum bilinmez ama ikimizin dostluğu bir doğru oluşturmuyordu... ikimizin dostluğu evrene iyilik katmıyordu ben biliyorum senin bu haykırmaların sadece beni sevmenden, benim de susuşlarım sadece seni sevmemden... ben seni hala çok iyi tanıyorum, bu yüzden ben
HAŞMETLİ DEVİM


Zaman, bi’ gün bakakalmış ve kalakalmış bir yerlerde
Ve tek bir günü yakalayıvermiş sinek gibi
Gün’ün elleri bağlanmış sıkıca
İşte o gün haşmetli dev yenik düşmüş bir duyguya
Bu duygu buram buram zuhur ederken haşmetli deve
Gün fırsat bulmuş zamandan kaçmaya…
Günsüz bir günde
Zamanın kalakaldığı bir gün hani
Dünya ‘an’da kocaman bir hata yapınca
Dengeler de şaşınca
Yanlış adama yanlış şeyler zuhur etmiş.
Akrep ufaktan uzamış yani mesela
“Merhamet” diye fısıldamış çölde yanlışlıkla açılan bu kapı
“Hem bugün akrep senin lehine,
Merhametin altını çiz ve unutma
Günün ödülü de bu sana”
Ve…
Olmayan adamın olan duygusu ağır gelmiş ona.


Sessizliğe gömülü bir dünya tasavvur et haşmetli devim…
Ve şimdi unut
Sen ben demeden unutanlardansın zaten.
Bir ömür başlayadurmuş tek bir ‘an’da
Gözlerin te en uzağında daldığı yerde…
Rengarenk…

Haşmetli devin gözleri kör ki.
O sevemez.
Sevse anlatamaz.
Anlatabilse söylemek istemez.

Gözleri esirgeyin küçük kapılara dalmaktan
Gülmek sonradan mı öğrenilir?
Yoksa vahiy midir inen dudaklara?

Ey! Benim haşmetli devim
Varolsun merhametin
Hasret çekmedim gülmeye
Hani hiç öğretmediğin gülmeye.
Ellerinle tıkadığın Vahyin önüne.

Renkler ayaklansa haşmetli dev farketmez ki.

Söylesene ne kadarını unutturdun koca bir ülkeye, ona dair olanları
Ve ne kadar senleşebildi dünya
Ve ne kadarı sığar o minnacık dünyana?

Uzaktan bir ses var.
Şşşt
Duymalıyım dur.
Gözlerden ırak ve gözlerin daldığı yerde yuva kuran –suzluk kasabası.
Çıtımı dahi çıkarmassam duyarım aslında.

En güzel renk oluşagelirken
Curcuna-ı alem hal olurken
Kapıları kapanma kararı alınmış ülkenin

Gözleri kör haşmetli dev tarafından.
-martı-

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çobanı Seyr

Fantom Uzuvları Algılama olayı ve Dışımızdaki dünyayı nasıl oluşturuyoruz

kime şiir yazılır, kime yazıyorum ben bu şiirleri, insana olmadığı kesin be kardeşim